Veli-Der Aydın Şube Girişimi, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk dönemine ilişkin bir rapor yayımlayarak Türkiye’de eğitimin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti.
Basın açıklamasını Tanju Zafer okurken, Milli Eğitim Bakanlığı’na sembolik karne Mustafa Yavuz tarafından sunuldu. Katılımcılar arasında Efeler Kent Konseyi, Eğitim-Sen, Tüm Emekliler Sendikası, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) de yer aldı.
Açıklamada, artan yoksulluk nedeniyle 2023-2024 döneminde 1 milyon 578 bin 941 öğrencinin eğitim dışına çıktığı, özellikle ortaöğretim döneminde bu oranın hızlandığı belirtildi. Kız çocuklarının okula erişimde ciddi sorunlar yaşadığı ve çocuk yaşta evliliklerin önlenemediği vurgulandı.
Ayrıca, ikili eğitim sorununun sürdüğü ve eğitime ayrılan bütçenin yetersiz kaldığı ifade edildi. Okullarda temizlik, güvenlik ve öğretmen atamalarında tasarruf politikalarının eğitimin kalitesini düşürdüğü belirtilirken, ücretsiz okul yemeği ve su sağlanmasının bir zorunluluk olduğu dile getirildi. Okul öncesi eğitimin paralı olmasının eğitime erişimi olumsuz etkilediği aktarıldı. Yaz saati uygulamasının çocuklar açısından olumsuz olduğu aktarılırken bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiği dile getirildi.
"YAZ SAATİ UYGULAMASINA SON VERİLMELİDİR"
Basın açıklamasını okuyan Tanju Zafer, yaz uygulamasının sona ermesi gerektiğinin gerekçelerini dile getirerek, “Enerji tasarrufu gerekçesi ile hayata geçirilen kalıcı yaz saati uygulaması çocuklarımızın fiziksel ve akademik gelişiminde telafisi imkansız bir yıkıma yol açmıştır. Karanlıkta başlayan ve ikili eğitimle birlikte karanlıkta sonlanan eğitim çocuklarımızın güvenliğini de riske atmaktadır. Bilim insanları yeterli doğal ışığa ulaşmamanın hormon salınımını, vücut ısısını, bağışıklık sistemini ve çok çeşitli fizyolojik süreçleri olumsuz etkilediğini defalarca vurgulamaktadır.
"EĞİTİM HAKKI MÜCADELEMİZİ GÜÇLENDİRMEYE TÜM VELİLERİMİZİ ÇAĞIRIYORUZ"
Açıklamada, eğitime daha fazla bütçe ayrılması, okul öncesi eğitimin parasız ve zorunlu hale getirilmesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve tüm çocukların eşit, bilimsel ve kamusal eğitim hakkına erişiminin sağlanması gerektiği vurgulandı. Açıklama şu sözlerle son buldu: “Çocuklarımızın laik, kamusal eğitim hakkını kaybettiğimiz her gün çocuklarımızın umutlarını, memleketimizin geleceğini kaybediyoruz. Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkan herkesi çocuklarımız için sürdürdüğümüz eğitim hakkı mücadelemizi güçlendirmeye çağırıyoruz. Laik, kamusal eğitimi kazanmak; çocuklarımızın gelecek yaşantılarını değiştirme umuduna umut olma ve memleketimizin geleceğine sahip çıkma mücadelesini güçlendirmek ülkenin her yerinde bir araya gelmemiz ile mümkün olacak”